İstiklal Marşı kabulünün 100. yılı
21 Haziran 2022

Her bir sözcüğe milletin hissiyatını yükledi. Mehmet Akif Ersoy, milli ruhla açılan tertemiz sayfaya, maneviyat mürekkebi ile bağımsızlığın dizelerini yazdı. Ortaya milyonların zihinlerine kazınan İstiklal Marşı çıktı. 

Cephede en çetin mücadeleler sürüyor, istiklale giden yolun taşları diziliyordu.
7 Kasım 1920'de Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nde bir ilan yer aldı. Bağımsızlığın sembolü olacak bir marş aranıyordu. Ödülü ise 500 liraydı.  

Akıllarda hep Mehmet Akif'in ismi vardı.

Milli Mücadele ruhu ile İstiklal Marşı'nı kaleme aldı

İstiklal Marşı'nın şairini aramış bir şiir olduğunu söyleyen şair Mustafa Aydoğan, "Yani gerçekten İstiklal Marşı'nı yazacak şair Mehmet Akif'ten başka yoktu o dönemde. Büyük şair olmak ayrı bir şey, İstiklal Marşı'nın şairi olmak ayrı bir şey." dedi.

Ancak o, milli marşın para karşılığında yazılamayacağını söyledi.

Günlerce Taceddin Dergahı'na kapandı

Hacı Bayram Veli Öğretim Üyesi Dr. Hatice Yıldız, "Israrlar üzerine Mehmet Akif, daha fazla dayanamadı ve yarışma ödülünü almamak kaydıyla şiir yarışmasına katılmaya karar verdiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı. 

İstiklal Marşı'nı yazmanın kolay olmadığını söyleyen Aydoğan şu ifadeleri kullandı:

"Kolay değildir, ızdırap çeker o şiirleri yazarken. Biz bir çok şairin hayatında bunu görebiliriz. İstiklal Marşı'nı yazmak Akif'e asla kolay gelmemiştir. Bir çok şiiri böyledir ama bunun iç dünyasında çok bedellerini ödemiştir Akif. Çünkü sadece toprak kaybı değil İslam milletinin kaybı söz konusuydu." 

Takvim yaprakları 12 Mart 1921'i gösterdiğinde, o tarihi gün gelmişti.

Tam bir asır önce dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, Birinci Meclis'teki bu kürsüden vatan dolu o satırları okudu. "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" dizesinin ardından salonda bir alkış tufanı koptu.

Para ödülünü kabul etmedi

O an, Milli Mücadele, bağımsızlık sembolü ile taçlandırıldı. Tacettin Dergahı'nın duvarlarına kazınan Mehmet Akif'in dizeleri, yüreklere işlenen İstiklal Marşı oldu. O anlar Meclis tutanaklarına da yansıdı.

Mehmet Akif söylediği gibi para ödülünü almadı, Darül Mesai'ye bağışladı. Dr. Yıldız, bu hadiseyle şöyle açıklıyor:

"Paltosunu ödünç aldığı bir arkadaşı var Akif'in kışın çok soğuk günlerinde giymek için Baytar Şerif Bey. Diyor ki Akif'e; '500 liradan bari bir palto alsaydın iyi olmaz mıydı sizin için.' Akif, o kadar sinirleniyor ki 2 ay Baytar Şerif Bey'le konuşmadığı söyleniyor."

İstiklal Marşı'nın kabulünün üzerinden yüz yıl geçti. Mehmet Akif'in, o günlerden miras kalan bir tek dileği vardı.

"Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın." 

İSTİKLAL MARŞI SÖZLERİ

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
‘Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri ‘toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal.

Mehmet Akif Ersoy